BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ ?

   GÖMLEK VE KRAVAT

  GÖMLEK

Gömlek deyince akla gelen ilk ülke İtalya olur. Çünkü gömlek, ilk olarak 3. yüzyıl başlarında Roma’da “tunica interior” adını aldı. Bu dönemde gömlekler, bir kumaş parçasının ortasına, başın geçebileceği kadar bir delik açılarak dikilen, düğmesiz olduğu için de kemerle birlikte kullanılan bir giysiydi. Fransa’da da yaygınlaşmaya başlayan gömleğe, 8. yüzyılın sonlarına doğru “chemise” (şömiz) adı verildi.

Ortaçağ’a gelindiğinde gömlek, bütün batı ülkelerinde asillerin en çok kullandığı giysi oldu. Kılıç turnuvalarında ve savaşlarda zırhlarının üzerine gömlek giyen erkekler; savaş dönüşü, kanla lekelenmiş olan gömleklerini, cesaretlerinin ve aşlarının bir göstergesi sevdikleri kadınlara armağan ederlerdi.

Rönesans’tan itibaren gömlek giymek, toplumsal statünün bir göstergesi haline geldi ve 1860’lı yıllarda ilk renkli gömlekler pastel tonlarda üretilmeye başlandı. Genellikle ketenden dikilen gömleklere zamanla boyları kısaldı ve yaka kısmı eklendi. Modern çağda bir sembol halini alan gömlek, kadın-erkek herkesin severek kullandığı bir giysi halini aldı.

KRAVAT

6. yüzyılın ikinci yarısına kadar boyunlarının açıkta olmasında bir sakınca görmeyen erkekler, Rönesans ile birlikte, boynu çevreleyen ve kapatan yakaları keşfetmeye başladılar. Bu yakalar, 17. yüzyılda dantellerle süslendi ve modelleri çeşitlenmeye başladı.

Erkeklerin rakipsiz aksesuarı kravatı Avrupa’ya, Hırvat askerleri tanıştırdı. 1635’te, 30 Yıl Savaşları sürerken, Fransızlar için savaşan yaklaşık 160 bin lejyoner ve şövalye arasında bir grup asker vardı ki, kıyafetlerindeki bir ayrıntı nedeniyle diğer askerlerden rahatlıkla ayrılabiliyordu. Hırvat askerleri farklı kılan, boyunlarına bağladıkları atkılardı.

Savaşa giden Hırvat askerlerini uğurlayan eş, sevgili ve anneler başlarından çıkarttıkları atkıları, sevdikleri bu insanların boyunlarına bağlayarak birer düğüm atarlardı. Hırvat askerlerinin bu boyunbağını zamanın süslü kralı 14. Louis de, Fransız monarşisinin simgesi haline getirdi. ‘A la Croate - Hırvat Usulü’ adı verilen bu atkının, Cravate’ye, yani bugünkü kullanıldığı şekliyle ‘kravat’ dönüştü. “Cravate”nin şekli, kullanımı, yüklendiği sembolik anlamlar da tarihin aksıyla birlikte büyük değişiklikler gösterdi. 1660’ta sürgünden ülkesine dönen 2. Charles da, Fransa’nın bu yeni modasını İngiltere’de tanıttı. Böylece kravat İngiltere’ye, daha sonra da buradan Amerika’ya yayıldı.

Kravatı İstanbul'da da 1839-1861 yılları arasında hüküm süren yenilikçi padişah Sultan Abdülmecid moda yaptı.


ARŞİV >>     


 

 
 

         

  Tüm Hakları Saklıdır  © 2014 Evren Belediyesi